21 Nisan 2012 Cumartesi

İLLUMİNATİ OYUN KARTLARI

                       


Şimdi şu İlluminati nedir, kimin nesidir, kimin fesidir, saç rengi nedir, hangi takımı tutar gibi şeylerden önce bir şeyler göstermek daha iyi olur kanaatindeyim. Bir resim, bin söze bedeldir derler...


Şimdi , Steve Jackson adında bir abimiz var. Steve Jackson Games adında bir de oyun şirketi var bu abimizin. Kendisi, yetişkinlerin veya belli bir olgunluğa erişmiş kişilerin oynayabileceği kart oyunları yapar. 1985 yılında da,  '' İlluminati-The New World Order (Yeni Dünya Düzeni) ''  adında bir oyun çıkarır. Bu bir komplo oyunudur. ''Dünyayı ele geçirmek''  sloganıyla piyasaya sürülür ve 1995 yılında bazı yeni kartlar eklenerek ve son bir versiyonu yayınlanır. Ve o sene ''Yılın En İyi Oyunu'' seçilir.

Steve Jackson
Ee bu ne şimdi? Buraya kadar herşey gayet normal. Biz de bunda anormal bir şey var demedik. Hele bi sakin olun.

Her şey böle iyiyken hoşken, Müslüm Gürses bile pop söylemeye başlamışken, kartlara bir göz atınca ''höst noluyoz hacu'' tribine giriyor insanlar bir anda. İyi de niye? Bir kart oyununda insanı ne kıllandırabilir? Müslüm Gürses neden pop söylemeye başlar? Mutluluğun resmi çizilebilir mi? Fok balıkları neden yalnız?


Steve Jackson'un ''İlluminati-Yeni Dünya Düzeni'' kartlarının, ne hikmetse birer birer gerçekleşmesi insanı kıllandıran yagane sebeptir. ''Yea olabilemez mi yanee, tesadüf iştee'' triplerine girme arkadaşım.
boş zamanlarında Baddal Gazi' lik yapıyomuş galiba Steve abimiz
Ama her yerde Polyanacı arkadaşlarımız fink attığı için, ve bu Polyanacı arkadaşlarımız her şeyi kendilerinin bildiğini sanan ve başkaları nesnel ve somut belgeler gösterse dahi, onlara komplo teorisyeni, maceracı gibi yaftalar yapıştıran ve dünyaya sadece ''tesadüftür altında bişey aramaa'' penceresinden, at gözlüğü takmış bir şekilde bakan embesiller oldukarı için, onlara her şeyi en ayrıntılı şekilde anlatmak gerekir.



Lafı Beyazıt'tan Taksim'e dolandırmadan konuya bi kafa atalım...

Bakınız 1995 yılında çıkartılmış bir oyun kartından güççük bir başlangıç ;


''Terrorist Nuke'' yani ''Terörist Saldırısı'' yazmakta kartın başında. Ve gördüğümüz şey, iki tane gökdelen. Cami minaresine benzeten bir arkadaş falan olur diye söleyeyim dedim. Ve arkadaki diğer binalardan da oldukça uzunca bir gökdelen kardeşler bunlar. Ve de tıpatıp aynılar ne hikmetse, hani ''ikiz'' olsalar bu kadar benzerler....


Bu da bizim İkiz Kuleler.

Nolmuş la orda, kalorifer falan mı patlamış? Aa pardon, medyaya göre Usame Bin Ladin amca buraya uçak sokturtmuştu. Valla güzel sokturmuş hani. Peki televizyonlarda, gazetelerde ve daha nerede aradıysan orada, ne diye geçmişti bu haber?

''Terörist saldırısı''

Yani Steve Jackson abimiz birde bir yaptı. 
Kartın piyasaya son sürüldüğü tarih 1995. İkiz Kuleler saldırısı 2001. Fenerbahçe'nin kuruluş tarihi 1907...


Ama, fakat, lakin bu Polyanna'lara yetmez... Tesadüftür onlar için. Bizzat kendim, sığır arkadaşlara sahibim. Yani tecrübe konuşuyor. Onlara sorsan ülkedeki darbeler de Amerika'nın işi değildir, ihtiyaçtan doğmuştur. Aferin Einstein, Nobel saflık ödülüne adaysın.



Varan 2  ;
Pentagon.

Bunun da Türkçe'sini beklemeyin, Pentagon işte. Ama isminin nereden geldiğini sorarsanız, ki aranızda vardır öle meraklılar, ismi  ''pentegram' 'dan gelir, yani beşgen. Zira Pentagon, iç içe beş tane büyük duvardan meydana gelir ve gördüğünüz gibi beşgendir.


Evet devam edelim.
Pentagon, Amerika'nın Savunma Bakanlığı ve Askeri Haberalma merkezi binasıdır. Amerika'nın askeri kalbidir yani. Ve bu kartta gördüğümüz üzere, bir saldırıya maruz kalmış ve alevler içinde yanıyor çocuk. Tamam, bu kart, çok cesur ve cüretkar bir hayalperest tarafından çizilmiş olabilir.


''Ouu there's explosion in Pentagon, what the hell..!''

Evet sayın seyirciler, görmüş olduğunuz yer Pentagon'dur. Amerikan'ın askeri kalbine birileri saldırmış besbelli. Bildiğiniz üzere bu saldırının tarihi de 11 Eylül 2001, yani İkiz Kuleler ile aynı gün. Ama sanki bu sahne bir yerden tanıdık geldi bize. Bir önceki resimde sanki Pentagon yanıyordu ya da bana öyle geldi bilmiyorum.


Kartın çıkış tarihi ; 1995.
Olay tarihi            ; 11 Eylül 2001

Isınmaya başladık. Ama sığırlardan henüz tık yok. Yavaş yavaş gençler, acele yok. Sığırlar ağır hayvanlardır bildiğiniz gibi. Sığır için sadece güççük bir tesadüf daha...


Varan 3;

Bilinçaltı Mesajları. Fark ettiyseniz dondurmanın üzerinde ''SEX''  yazıyor. Bilinçli bir şekilde yazılmış, fakat çok dikkat etmedikçe algılanamayan mesajlar bunlar. Birçoğu var ki algılamak mümkün dahi değil. Fakat bu kartın bize anlattığı şey, bu olayın kullanılacağı.


İşte bu da çocukluğumuzun çizgi filmi Aslan Kral'dan bir sahne. Yani çocukken bize bunları kakalamışlar anasını satayım. Ondan sonra yok efendim neden cinsellik yaşı bu kadar düştü. Çocuklarımız bu ve bunun gibi binlerce bilinçaltı mesaja tabi tutularak büyüyor da ondan. Çocuk bütün gün televizyonun başında, sabahtan akşama çizi film.. Potasyum eksik.. Ondan sonra şişe dibi gözlük takan, iki kelimeyi bir araya getiremeyen embesiller yetişiyor.


Varan 4;

Dictatorship, yani Diktatörlük. Bildiğiniz gibi tüm bir orta doğunun ortak paydasıydı diktatörler. Ve bu diktatörlerin neden en çok sömürülen topraklar olan orta doğuda toplandığı da ayrı bir merak konusudur.


(na)Mübarek ve Esed bu diktatörlere yalnızca iki örnek. Zira Esed denilen diktatörün şuan nasıl kan döktüğünü herkes görmekte. Yani Steve Jackson abimiz, daha 1995 yılından bu tür diktatörler çıkacağını haber vermişti.

''Steve abii, benim de bi yıldız haritamı çizer misiiiin :) ''



Varan 5 ;

Tidal Wave, yani Deprem Dalgası. Görüğümüz üzere oldukça büyük bir deprem dalgası meydana gelmiş ve altında şöyle yazar ; Bununla bir oyun kazanırsanız, ikinci bir oyun yapma hakkı kazanırsınız.'' Şimdi sığırcığımı duyar gibiyim ordan   '' o ne yeaa haha hehe hihi :))''
Her yerde bir apaçi var Allah'ımm..

Şimdik bunun neyle alakası var diyen sevgili sığırcığıma burdan öncelikle beynine biraz oksijen solumasını tavsiye ediyor ve devam ediyorum. İzle yavrum...

Abariiii, o ne ki laaa?
Evet, Endonezya burası. Hani şu Japonya'dan hemen önce tarihin en büyük depremlerinden biri gerçekleşmişti ya, hah işte orası burası. Şuradaki bina da Ankaralı Namık'ın topmodel sevgilisin evi.. Espri sıcak yenen bi yemektir, bi kere kaçırdıysan, gitti gülüm o, hiç uğraşma. Neyse, devam..
Şu tesadüfe bakın ki, bir deprem dalgası hemen hemen aynı şekilde Endonezya'yı vurmuş.

Hmmm.
Diğerleri olmasa, buna 'rast gelmiş' diyebilirdim ben de. Ama, fakat, lakin öyle değil...
Zaten buradaki asıl konu, insanoğlunun artık yapay deprem yapabilecek teknolojiye sahip olmasıdır. Üstelik bu teknoloji yeni bile değildir, ilk olarak Tesla icat etmiş ve denemiştir. 100 yıl önce, elinde çok kısıtlı imkanları olan bir adam bile bunu yapabiliyorsa, arkasında Amerika ve Yahudi bankerlerin olduğunu, sonsuz imkan ve finansmana sahip bilim adamlarının neler yapabileceğini varın kendiniz hayal edin.



Varan 6 ;

Combined Disasters, yani Kombine Felaketler. Tabi burdaki kombine, sene boyunca Fener maçlarını izlediğin o tek bilet diğil sevgili sevgi pıtırcığı, kombineyi  ''ard arda''  anlamında kullanmış burada şair.


Pekim, burası neresi? Bu insanlar kim? Resimde noluyo? Alex mi, Hagi mi?


Şu arkada beliren, yana doğru yatmış olan şey gördüğünüz üzere bir saat kulesi. Ve o da yıkıldığına göre, demek ki deprem gibi birşey falan oluyor.
Sığır : ''Ee ne var deprem olamaz mı yeaa :))''
Sabrediyorum.


Konuyu saptırma evladım, tahtayı dinle, çiçek ol.
Bu gördüğünüz yer, Japonya Saat Kulesi'dir arkadaşlar. Ve saati gösterir hehe.
Bir önceki resimle benzer bir şey yakaladık yine. Demek ki o gösterdikleri şey neymiş?

Ve yine bir önceki resme baktığınızda, saat 11.03. Aslında dikkatli baktığınızda tam olarak 3'ün üzerinde değil de, ikiye hafif yakın olduğunu görürsünüz. O kadarını da bilemicem artık, müneccim değilim anasını satıyım.
Aranızda Japonya depreminin hangi tarihte olduğunu söyleyebilecek olan var mı ? Sözlüsüne 100 verecem...
Hah, söyle Murtaza...

-11.03.2011.

Aferin tosunuma..


Karttaki saat 11 ve 3 diyor bize, Murtaza ne diyor peki? 11.03...
Hmmm... Tesadüfler silsilesi.

Ama ne diyodu kartın üstünde?
Kombine Felaketler.
Yes, it is a pencil.


Buyurun, Varan 7;

Nuclear Accident, yani Nükleer Kaza. Japonya depremi kartından bir sonraki kart bu, o karttan sonra kombine felaketler yapabilirsin hacu demişlerdi. Demek ki neymiş?

Her kuşun eti yenmezmiş.

Tamam evladım, espri yaptık, güldük, bitti.

Yani o depremden sonra, bir de nükleer sızıntı kartı var elimizde. Hadi bunu da kullanalım.



Buyrun, burda kullanılmışı var, Varan 8  ;

Bakınız, şekilde gördüğümüz yer, Japonya'nın nükleer araştırma merkezidir. Elin 1 metrelik Japonu neler yapıyor gör.
''Peki nolmuş orda hacuu?''
Söyleyeyim yavrum ; Nükleer Sızıntı olmuş burada. Yani buna Nükleer Kaza da diyebülüsün sen.
Depremden kısa bir süre sonra oluyor bu olay.
Japonya  ''kombine felaketler''  yaşıyor yani.
Yani sığırın tabiriyle 'bir tesadüf daha'... Tesadüfler Sinsilesi zaten oyunun asıl adı di mi anasını satayım. Tamam sakinim.



Varan 9  ;

İsrail ve katliam yapma özgürlüğünü anlatan bir kart Steve abimizden. İsrail'in bunu yapabilmesi için tam bir siyasal otorite sağlaması gerekiyordu ve öyle de oldu..



Varan 10  ;

İşte biraz önce bahsettiğim alet; Earthquake Projector, yani Deprem Projektörü. Deprem yapabilen alet. Yani gidip bu aletin önüne bi 200 dolar atıyosun, istediğin yeri senin için sallıyo.
Aramızda her şeyi ciddiye alan kımıl zararlıları vardır umarım, şaka öküzcüm öle bir şey yok tabi.
Kartta gördüğümüz alet bir deprem aleti işte, fazla açıklamaya gerenk yok.


Nevett. Gördüğün şey bir deprem projectörü janımın içi. Bu alet deprem yapıyor. Bizzat gittim beni bile salladı yani o derece hehe.

Peki adı ne bildiniz mi şimdi ?

HAARP.

O yea. This is it.

HAARP denilen bu amca çok büyük meziyetlere sahip bir amcamızdır.
Örneğin mesela ; Amerikalı yetkililer HAARP hakkında şöyle bir resmi açıklama yapmışlar vakti zamanında ;

*  Dünya üzerindeki petrol ve doğalgaz gibi işlerine yarayan yeraltı kaynaklarının yerlerini tespit etmek.

*  Gerekli zamanlarda ABD ordusu dışındaki haberleşme kaynaklarını kesmek.

*  Olası bir füze veya benzeri saldırılarda, füzeyi havada imha etmek.


Gibi cibi aristokrat ağzıyla bu ve bunun gibi açıklamalar işte. Yani benim sevgi pıtırcığı, bebek yüzlü, zayıf Amerikalılarım tamamen bir savunma aleti yapmışlar. Oy yerim ben sizi, çok seviyom biliyon mu anam.

Geçiniz.

Bir de, bu sevgi pıtırcıklarının yaptığı açıklamalara birşeyler ekleyen amcalarımız var. Örneğin mesela ;  Prof. Dok. Gordon JF McDonald amcamız ne demiş biliy misiniz?

Ben biliyim;

* Depremler yapabilir.

* İklimleri değiştirebilir ve kontrol altına alabilir.

* Ozon tabakası üzerinde oynama yapabilir.

* kutupları eritebilir veya kutuplar üzeinde kaymalar yaptırabilir.


Bu ve bunun gibi şeyler saydrımış McDonald Amca.  Biz zaten bu aletin deprem yapabildiğini biliyoruz. Dediğim gibi bu aletin temelini Nicola Tesla atmıştır. İlk yaptığı sırada, kullanılmayan evler, binalar gibi büyük yapıların yıkımını kolaylaştırmak gibi amaçlar gütmüştür. Güdümlü füze bile böyle güdemez yani, o derece gütmüştür herif hehe.


Ama tabi bu projeyi Tesla abimizden çalmışlar bok yiyesiceler. Ve şimdiki haline getirmişler.
Bu HAARP'le ilgili ne olaylar var daha, onları da anlatacaz elbet, biyü bekleyin, sonraki yazılarda..


Ama bu nedir?

Tesadüftür.
O yea.
Yılın en çok konuşulan ve Avatarı'ın hasılatını kırmaya aday gösterilen film vizyonda ; Sığır Tesadüfleri Sever. Bir inek, bir sığır, ve bir de öküzün başından geçen tesadüfler sinsilesini anlatmakta film. Kombine tesadüfler. 3 boyutlu. Kaçırmayın.



Varan  11  ;

Backlash, yani Boşluk. Neyden kaynaklanan bir boşluk peki? Gördüğünüz şeyden çıkarım yapabilme yeteneğinizin olduğunu varsayarak söylemeyeceğim. Ama bir dakika, durun, orda biryerde sığır var, bak bak orda koltuğun arkasına gizlenmiş. Bir başkan boşluğu bu yavrum. Ama nasıl bir başkanmış bakayım bu?
Abarii, bu herif siyah lan. Siyah bir başkan?

Obama abiiii
Bu yeğenimizin adı Barrack Huseyin Obama. Kenyalıdır kendileri. Babası müslümandır. Kendsinin de müslüman olduğunu düşünen embesiller hala bizim bulunduğumuz dünyanın oksijenini tüketmektedir. Bu adam bir siyahtır, valla bak siyahtır. ABD' nin ilk siyah başkanıdır bu zat. En sevdiği şarkıcı Müslüm Gürses'tir. Bazen Müslüm dinlerken zıvanadan çıkıp kendini jiletlediği falan olur, o derece bir manyaktır yani.



Varan  12 ;

Clone, yani Klon, yani Klonlama, yani Kopyalama. Tost makinesini klonlamamışlar heralde, gördüğünüz üzere bir insan klonlanmış, yani kopyalanmış. Kopyala yapıştır yapmışlar.
Kartın çıkış tarihi 1995 anasını satıyım. O yıllarda bizim Dolly'i kopyalamışlardı hatırlarsanız. Daha insana falan geçilmemişti. O zaman insan bile yoktu yeryüzünde o derece.


Anam yavrucuklara ba hele. Da, orda bi gariplik var hacu.

Aa yea.. Bunlar klonlanmış bebekler bebeğim. Onu temsil eder. Aslında bizim bildiğimiz şu tek yumurta ikizleri de bu klonlamanın doğal halidir. Tek yumurta ikizlerini birbirinden ayırt etmek, Sabri'nin orta sahadan gol atmasıyla eşdeğerdir. Bilim adamları, bu meraklı abilerimiz her şeyi denemekte sınır tanımazlar. Ahlaki değermiş, etik ilkelermiş, manevi zararmış falan hiç tınlamazlar. Ulan bi düşünsene, senden 556456 tane var. Öfff, düşünmek bile psikopata bağlatıyor adamı...

''Peki insan klonladılar da mı gonuşuyon yıaa iks deee XD''

Gel olum böle, bak şimdi şöle, burda yapılmışı var ; http://www.hurriyet.com.tr/dunya/11129130.asp

Hehh, kapak sesi miydi o?
İndir o eli arkadaşım, indir. Sarıların Sülo derler bana bu torpaklarda..
Ben söylersem korkacan evladım, vardır bi bildiğimiz..



Varan 13  ;

Princess Di.. Prenses Diana olabilir mi ki la bu? Yok bee, Princess Di nerdee, Prenses Diana nerdee... İsimleri bile benzemiyo..


Dur lan, sinirlendim birden.
Tamam geçti.

İşte kendisini pek sevdiğim şahsiyet. Prenses Diana.   Diana Spencer.

Şimdik.. Bir üstteki resmi incele evladım, soracam bunları sınavda.

Bakınız ;

''La bunlar baya baya benziy la hacuu''

Evet evladım, doğrusun, haklısın. Sözlün 100.
Saçlar mı desem, taç mı desem, kolye mi desem, Di - ana mı desem, ne desem kestiremedim şimdi..

Peki canlar, Princess Di kartının altında ne yazıyor biliyor musunuz?
'' Prenses'in tüm saldırılara karşı beğışıklığı vardır. Sadece ''medya'' dışında.''

Prenses Diana dediğimiz bu bebek yüzlü, iyi kalpli ablamız nasıl ölmüştü?

Peşlerine takılan basın ordusundan kaçmak isterken, arabasıyla kaza yaparak öldü.
''Medya''dan kaçarken doluya tutuldu yani.

Tesadüftür o arkadaşım.



Varan 14 ;

Crop Circles, yani Ekin Çemberleri.  Bildiğin, şekil çizilmiş bir tarlanın üzerine. Peki bunun ne anlamı olabilir? Yani adamın tekinin ilginç fantezilerinin bir ürünü olamaz mı? Gayet tabi olabilir arkadaşım, manyama o kadar.
Ya da herhangi başka bir açıklaması da olabilir yani. Altında birşey aramaya gerek yok şuan. Ne zaman arayacağız biliyor musun hacı?
Bekle geliyom...


Fantezine kurban senin abeyyy..

İşte bahsettiğim bu şey, manyak bir adamın manyakça bir fantezisinin ürünü olabilir. Altında cidden herhangi bir bok aramadım. Sen de arama hele bi' dur..

Şunu bi' oku hele  ;   http://www.infethiye.net/turkish/notlar/ekin-cemberleri-fenomeni.htm

Sonra şunu ; http://www.habervitrini.com/haber/inanilmazbu-tarlaya-gece-yarisi-bu-sekilleri-uzaylilar-mi-cizdi-140555/

Ve 'Özellikle'  şunu ;  http://www.gokgunlugu.com/ufo-fenomeni/ufo-alarmi-uzaylilar-kosarak-kacti


Ay Allah'ım valla yarıldım şimdi durduk yere ya.


Olayı kes hacı ;  ''Ancak her biri 1.90 m’den daha uzun boylu ve sarışın olan “adamlara” yaklaşırken birden “statik elektrik sesi” duydu ve “üç adam daha önce bir insanda görülmemiş bir hızla kaçarak uzaklaştı.” Bu da bildiğimiz ışınlanma olayı olsa gerek.''

Ufo gören masum köylü, koçum benim
Olum çocuk musunuz lan siz, her sabah Pepe mi seyrediyonuz lan, hala Jetgiller'in etkisinden çıkamadınız mı olum?

Dur çok güldüm, kendime geliyim...

Tamam, iyiyim.


1.90'nın üstündeymiş hepsi ve sarışınlarmış. Lan bunlar senin bahçeden erik aşırmaya çalışan evsizler falan olmasın sakın. Allah'ım daha neler duyacağız yauu, bir de adamlar sarışınmış, bak bak baak. Brad Pitt gillerden miymiş yoksa?

Ve, adamlar koşarak kaçmışlar. Lan koşarak kaçtılarsa o şekli neyle yaptılar? Ceplerinde taşıdıkları çimbiçme makinasıyla falan mı?

Allah bağışlasın hehe

Ayrıca bu adamlar uzaylı değil mi abicim, nerde bunların UFO'ları?  Servise falan mı bırakmışlar yoksa?
Ve, ''koşarak'' kaçmışlarmış. Lan madem ışınlanabiliyolar, niye koşuyor olum bu adamlar? Deli mi dürtmüş bunları?

Uzayda da var mıdır acaba öle deliler  ''Müfit, bak bakmadan işiyom olum hihühühühü''   falan.  Yoksa ışınlanma çemberine mi koşuyolarmış?

Ayrıca bu gizlilik niye olum?
Ne diye kaçıyonuz?

Hem benim tarlama şekil çizecen, hem de bi selam vermeden kaçıp gidecen he? Gel bi çaıyımızı iç hemşerim, hepimiz aynı evrendeyiz sonuçta ahahaha.

selam panpa, yan gezegenden geliyoz, iki kilo uranyum var mı sizde?

Koskoca uzaylılar (1.90'nın üzerindeymiş ya hani), elin 1.50 boyundaki, çilli, şişko İngilizinden, Amerikalısından tırsıp kaçacak haa?

Hani bunların çok üstün teknolojileri vardı lan, bassın elindeki düğmeye kımıldamanı engellesin, durdursun seni orada, hatta bi çember yapsın, seni içine hapsetsin anasını satıyım.

Ya da Siyah Giyen Adamlar' daki gibi bir alet çıkarsınlar, herkes her şeyi unutsun o anda.

bir ufo daha
Bu uzaylılar konusunu çok daha geniş bir şekilde ele alacam zaten, coming soon ama.

Şimdi altında birşey araman gerektiğini anladın mı? U understand ?



Varan 15 ;

International Weather Organization, yani Uluslararası Hava Organizasyonu. Ne demek la bu?
Resimde bir bilim adamı ve elinde bir kağıt var. Ve eliyle sanki komut veriyor gibi. Ve uçak, bulutları bilim adımının işaret ettiği yöne doğru sürüklüyor gibi.

Cenevaarr
Bu gördüğümüz şey İzlanda'daki volkanın patlamasından sonra oluşmuş ve oldukça uzun bir süre de etkisini korumuş bir kül bulutu. Bu kül bulutu birçok ülkeye de yayılmıştır aynı zamanda ve bu nedenle bölgedeki tüm uçuşlar iptal edilmiştir.

Yani, Yes Ash Cloud, No Plane...

Google Translate'e girersin sen şimdi dur ; Kül bulutu var, uçuş yok demek istedim kalın kafalı, İngilizce özürlü arkadaşım benim...

Bu olayı bir örnek teşkil etsin deyü gösterdim. Zira hava olaylarını nasıl manipüle ettiklerini veya edebildiklerini Haarp açıklamasında görmüştük. İklim değişiklikleri yapmak bu ara pek revaçta bir konu zaten. Tabi doğal olmayan iklim değişiklikleri, geri dönülemeyecek zararlar verebiliyor atmosfere ve dünyaya. Tafsilatını sonra konuşuruz.




Varan 16 ;

Epidemic, yani Salgın.  Salgın hastalık mı demek istemiş şair burda?
Tabbe laan. Daha ne salgını olacak anasını satıyım, orda kızılay işareti, iğneler, ilaçlar, eldivenler falan var.

1995 yılında adamlar 'salgın' demişler. Niye demişler ki acep?


Tanıdık bir hastalık değil mi?  H1N1 mişşş.. Ulan ne psikopat olmuştuk ya. Aman orda elini yıkama, şurda tuvalete girme, şunu yeme, bunu içme, şuraya sıçma, şu tuvalet kağıdını kullanma falan.


Bakın burda domuz gbinin bir dünya salgını olabileceğini yazıyor ;  http://www.indigodergisi.com/45/gk.htm

Ondan sonracuma, burda resmi sitesi bile açılmış anasını satıyım ; http://www.grip.gov.tr/

Bak bak ;  http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/13023112.asp

Sonra;

Ay ne tatlı ineeekk..
Bi sie go lütfen.
Al sana ikinci bir saçma sapan hastalık türü ; Deli Dana.

O da nasıl bir isimse öle anasını satıyım, yok öküz altında buzağı hastalığı.
Deli dana, çılgın inek, küfürbaz öküz, depresyon stayla antilop gibi cibi...

Tanımına, tarihçesine bi bakın Allah aşkına ; http://tr.wikipedia.org/wiki/Deli_dana_hastal%C4%B1%C4%9F%C4%B1


Bu da başka bir icatları ;

Erzurum'un Kuşkonmaz Mahallesi'ndeki herhangi bir kapıyı çaldığınızda size '' Sen kimsin mi?'' diye bir soru sorulur genelde ahahaha.
Neyse, devam edelim.
Bu hastalık da bir anda çıkıverdi. Tüm dünyada yankılar falan uyandırdı. Kuşlar ifal edildi. Pardon İtlaf edildi, ifal tecavüz demek.


Peki bunlar niye çıkar kiee?

Neden mi?


Center for Disease Control, yanü Hastalık Kontrol Merkezi. Yaniii, bir merkez hayal edin, çeşitli hastalıklar çıkartabiliyor ve bu hastalıkları insanlara bulaştırabiliyorsunuz.

Peki sadist misin abi neden böyle bir şey yapıyorsun?
Evet abi, bu adamlar gerçek anlamda sadisttir. Ve bu hastalıkları çıkartıp yaymaları için iki sebepleri var ;

1. Bu hastalıklar ölümcül. Yani bu hastalıkları yayarsan, dünya nüfusunu azaltabilirsin, yavaş yavaş tabi. Acele yok. Birden 50 milyon insan ölürse, millet bu adamların ağzına sıçar çünkü, ya da sıçıcak birilerini bulurlar. O yüzden yavaş yavaş, sindire sindire, şüphe çekmeden, çift dikiş..


2. Bunun gibi birsürü hastalık icat edersin, ve bunun bir de panzehirini icat edersin. Yani ilacını üretirsin. Senin yaptığın hastalığın ilacını senden daha iyi kim yapacak zaten. İşte bu yüzdendir ki, tüm o virüslerin ilaçları çok kısa bir süre içinde piyasaya sürüldü. Çünkü daha hastalığı yaymadan ilaçları hazırlamışlardı.
İşte bu ilaçları medya yoluyla tüm dünyaya tanıtırsın, dersin ki ''Sayın dünya, bak bu hastalığın ilacı bende var, eğer senin ülkende de böyle bir hastalık falan varsa, gel bana, çekinme sakın.''
Ve tüm dünyaya, hatta daha bu hastalığın görülmedği ülkelere bile bu ilaçları satarsın.

Nolur?

Aşk olur.
Kavuşamazlarsa ayrılık olur.


Şaka bir tarafa, ne olur;
Para kazanırsın. Milyonlarca, milyarlarca dolar kazanırsın.

Bak bedavadan cebin para doldu hacı... Üstelik nüfusu da belli bir ölçüde azalttın..
Bir taşla kuş katliamı...


Varan 17 ;



Birinci kart ; Revolation, yani Devrim. İkinci kart ; Power to the People,yani İnsanlara Güç. Yani her ikisi de aynı anlama geliyor.

Zaten bu  ''devrim''  sözcüğünü pek bir duyar olduk son zamanlarda. Neredeyse tüm Arap ülkelerinde bir anda ayaklanmalar, isyanlar çıktı. Halk özgürlük diye bağırdı, bilmem baskıcı liderler falan belirdi.. Sonunda ne oldu?

Devrim.

Şimdi bu devrim olayı öle bir yerde çıksa falan normal karşılarsın. Olabülü dersin.
Ama hiç mi dikkatinizi çekmedi lan, bir anda bütün o pısırık Arap ülkelerinde ardı ardına isyanlar, ayaklanmalar çıktı, hepsinin sonunda devrim oldu.


Peki bunu neden yaparlar?

Çünkü ; ülkenin başındaki liderler senin adamın değilse, senden emir almayı reddediyorsa, sana sorun çıkarıyorsa, kendilerini sömürmelerine izin vermiyorsa, naparsın?

O adamı indirirsin. Nasıl indirirsin peki?

İn lan ordan deyince inmez o.

Suikast mi yaparsın?

O kadar ülkeye aynı anda suikast? Nah yaparsın.


Bunu doğal bir olaymış gibi gösterirsin.
Bu devrimin halk tarafından yapıldığını gösterirsin. Halkın kendi isteği, arzusu ve iradesiyle yaptığını sanmasını sağlarsın. Böylece hem halk kendini hiç olmadığı kadar mutlu ve özgür addeder, hem de dünyanın dikkatini çekmezsin. ''Halk istedi abü, yapcak bişey yok'' olayı olur.


Bu devrimlerden sonra ne olur?

Kendilerini sömürmelerine izin vermeyen o ülkeler, bir anda kendilerini Amerika'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın kucağında bulur.
Büyük abilerinin her dediğini harfiyen yapar, üstüne bir de ''çok saolun,Allah sizi başımızdan eksik etmesin'' övgüleri yapar durur.

Zengin abilerimiz daha da zenginleşir, fakir kardeşlerimiz daha da fakirleşir. Geçinir giderler...



Varan 18 ;


Rewriting History, yani Tarihin Baştan Yazılışı. Gördüğünüz üzere tarih kitapları çöp kutusuna atılmış. Bugüne kadar bildiğiniz her şey aslında yalan olum yalan lan demek istiyorlar galiba bize.


Gerçekten öyle olabilir mi?

Yüzlerce şey var ama, en basitinden bir örnek vereyim.

Fransız İhtilali.

Biz tarih kitaplarında ve hocalarımızın bizlere anlattıkları kadarıyla Fransız İhtilalinin  '' açlığa, susuzluğa, sömürüye, eşitsizliğe, haksızlığa karşı''  yapıldığını biliyoruz.

Acaba?

Fransız İhtilali birebir olarak masonlar tarafından yapılmıştır. Tüm maddi kaynaklarını masonlar sağlamış, ve halkı, tıpkı şuan Arap ülkelerinde yaptıkları gibi ayaklanmaya, isyan etmeye teşvik etmişlerdir. Ek askeri güçler temin etmiş, ordunun içindeki askerlerin birçoğunu krala ihanet etmesi için tutmuş ve Fransız Devrimi denilen olayı tere yağından kıl çekercesine halletmişlerdir.


Yaaa.. Bize anlatılan şeylerle en ufak bir alakası yokmuş değil mi?

Mesela Osmanlı arşivleri açılsın, bütün dünyanın tarihi tekrar yazılacak. Biraz tarih bilenler zaten bunu da bilirler. Resmi tarih denilen şey, masa başında uydurulmuş safsatalardır.



Varan 19 ;


Dünyayı saran açlık.. Sanırım bu kartı açıklama gerek yok, zira dünyanın en zengin yeraltı kaynaklarına sahip bölgelerinden biri olan Afrika'da, bu zenginliğe rağmen her gün insanların açlıktan öldüğünü biliyoruz. Tabi sadece açlık da değil, yanlış aşılama, salgınlar ve zehirlenmeler de olmakta Afrika'da. Anlaşılan birileri Afrikalıların bu dünyada var olmasını istemiyor...



Vara Vara....Varan 20 ;

I lied, yani  ''Yalan söyledim''. Tipe bakınca uyuz olmamak elde değil anasını satayım. Kafadan bacaklı herif..
Neyse.
Birisinin yalan söylemesi bu kadar önemli olabilir mi acaba?
En fazla  ''ben küçükken altıma yapmazdım, tuvalete giderdim''  falan mı der?


Bakalım;

Bildiğiniz üzre, Amerika'nın Irak'a girmesinin sözde sebebi Irak'ın nükleer silah üretmesiydi. Iraklı bir gazeteci, Amerikan medyasına çıkıp,  ''Irak nükleer silah üretiyor''  demiş, ve bir sevgi kelebeği olan George Bush da  ''aboo, insanlar ölebilir, hemen gidip yok edelim onuu''  diyerek Irak'a girmişti.


Fakat bu, çok büyük bir yalandı. Çünkü Irak'ta nükleer bir araştırma dahi yoktu. Daha sonra yaptığı marifetleri itiraf ederken şöyle diyecekti ;  ''Bana bir yalan söyleyerek Irak'taki rejimi değiştirme fırsatı verildi, ben de söyledim.''


İyi bok yedin.
Binlerce insan ne uğruna gitmiş oldu?
Senin hastalıklı rejim değiştirme arzun, öyle mi?
Tabi bunu yaparken Amerika'nın, Irak'taki petrolü sömüreceğini de bilmiyordun di mi...




Varan 21  ;

Skandal.. Bu kart bize şunu anlatıyor :  Bu olay, birilerinin çıkarları için kullanılır ve kullanılacaktır. Önce bunları planlayacak, kaydedecek, sonra da şantaj yoluna gidilip, istenilen yaptırılacaktır. Eğer yapılmaz ise, veya kişi bulunduğu yerden indirilmek istenilirse, sonu  ''skandal''  olur.


Bunun en meşhur örneği de ''Clinton ve Monica'' ''Skandalı'' dır. Yukarıdakiler Clinton'ın zamanının dolduğunu düşünmüş olacaklar ki, böyle bir şey planlanmış ve dünyaya afişe edilmiştir.


Son olarak Varan 22, kafam iflas etti yeter anasını satayım ;


Tercüme edeyim mi ?
Bunu?

Bunları birleştirince ;
Ahan da böyle oluyor.


Hilary ablamız, Bill abimizin boynuna, bir köpecikmiş gibi tasma bağlamış. Alla hallaa, ne garip fantezileri var bu Amerikalıların ya. Tasmalar, kelepçeler falan, ilginç..

Neyse. Bu ne demek hacu?

Şu demek bebeğim, bende kal.


Duymuşsunuzdur belki, Bill Clinton'ın çoğu ropörtajını  ''yoğun zihin kontrolü''  altında verdiği konuşuldu baya. Hatta kamera arkası görüntüleriyle de bu ispatlandı. Şunun gibi ; http://youtu.be/t3duEgdlkug


Video, röportajın reklam arasına girdiği anda çekilmiş. Dikkat ettiyseniz Bill abi, kadın makyajı yaparken de  bıraktıktan sonra da gözlerini dahi kırpmıyor, ki bu kadar süre normal bir insan bunu yapamaz. Kim yapar peki?

Eşşekler hehe.

Zihin kontrolü altındaki insanlar sevgili sevgi pıtırcığı Polyanam benim...


Karttan ne anlıyoruz? Clinton'un birilerinin uşağı olduğu ve kullanıdığı çok açık, onu kullananlardan birisi de kendi eşi Hilary Clinton. Olayın farkında ve olaya hakim..

İşte bunlar şu ana kadar çok açık şekilde bize gösterilen ve bizim de yaşadığımız fakat farkına bile varmadığımız olaylar sinsilesi.


Bir de diğer kartlardan bazılarını göstereceğim. Hepsini göstermek mümkün değil, 300' yakın kart var anasını satıyım. Her yerden bulabilirsiniz yani bu kartları, ki şuan çok popüler durumdalar internette..


Bazı kartcağızlar  ;


Bank Merger ; Banka Birleşmesi...



Tax Reform ; Vergi Reformu...


Messiah ; Mesih... Sahte mesih planları da var bu adamların, bahsedecem sonra...


The Anti-Christ ; Deccal....


Media Blitz ; Medya Hava Saldırısı... Tüm medyanın bu adamların elinde olduğunu söylememe gerenk yok haralda....


Teflon Coating ; Teflon Kaplama.. Atılanlar bu adama işlememiş gördüğünüz üzre...


Population Reduction ; Nufüs Azaltma... Nufüs azaltma politikalarından bahsettik zatti...


Antitrust Legislation ;  Güvenilir Olmayan Mevzuat...


Agent in Place ; Heryerdeki Ajanlar...


Multinational Oil Companies ;  Çokuluslu Petrol Şirketleri


Plague of Demons ; İblis Vebası...


Meteor Strike ; Meteor Çarpışı.... Biliyorsunuz bununla ilgili haberler çoğaldı son zamanlarda...


Immortality Serum ; Ölümsüzlük İlacı... Bununla ilgili haberler de duymuşsunuzdur. Ölü insanlara yaptıkları bazı iğnelerden sonra ölülerin vücutlarındaki bazı kaslar hareket etmeye başlıyormuş falan...


Phone Company ; Telefon Şirketi... Her telefonu dinleyeceklerini çıkarabilirsiniz yanü..


Orbital Mind Control Lasers ; Beyin Kontrol Lazerleri.. Blue Beam olabülü mü bu?



Empty Vee ; MTV...


Eliza. Bu gördüğümüz hatun, Yapay Zeka'yı temsil etmekte...


Flesh-Eating Bacteria ; Et Yiyen Bakteri...


NASA. Ve bu gördüğümüz şey, bir stüdyo. Napıyorlar orda?  Ajayip.



The Weird Turn Pro ;  Garip Dönüş Programı, ya da Garipliğe Dönüş Programı, ki bu daha doğru...
Soldaki hatunu tanımayan yoktur zaten ; Lady Gaga... Lady bla bla..


Subliminals ; Bilinçaltı Mesajları.  Dondurmanın ve buzların üzerinde ne yazıyor?
Sex.
Aslında bu gerçekleşen bir kart, aklıma gelmişken....;


veya


gibi binlerce örnek görebilirsiniz. İnternet bunlarla dolu, açıp bakın.

http://youtu.be/MQXZCqsOmcM burda var örnekleri misal...


Ve son kart  ;   


NEW WORLD ORDER - WORLD WAR THREE....

YENİ DÜNYA DÜZENİ - III. DÜNYA SAVAŞI....


I. Dünya Savaşı' yla merkezi krallıklar ve imparatorlukları yıktılar. II. Dünya Savaşı'yla yıkılan imparatorlukların yerine  ''ulus devletleri''  kurdurdular. Masa başlarında, cetvellerle haritalar çizdiler.

III. Dünya Savaşı  ile de ulus devletleri yıkıp, yerine  ''finans devletleri''  ni  kurmayı planlıyorlar. Dünyadaki para kontrolünün bu adamların ellerinde olduğunu düşünürsek, büyük bir ekonomik kriz çıkarmaları ve finans devletleri yok edip,  ''Tek Bir Dünya Devleti''  kurmaları çok zor değil, di mi?


Şimdi tüm bu belgeleri gösterdikten sonra, hala bu olaylara ''tesadüf'' veya '' olabilir altında bişey aramamak lazım'' diyen o sığırlara buradan selam söylüyoruz....


God bless u.