3 Eylül 2012 Pazartesi

NEW YORK'TA BEŞ MİNARE VE DİYALOG MİSYONU



Diyalog her yerde canını yediklerim.


Matrix' te Morpheus' un dediği gibi  ''Matrix her yerdir, aynaya baktığında onu görebilirsin, çöpü çıkardığında onu duyabilirsin, ya da kilisede dua ederken onu hissedebilirsin'', aynen de diyalog şuan bu durumda işte canolar.

Kedi canınızı sizin.



Televizyonu aç, sinemaya git, eline bir gazete al hepsinin içinde bir diyalog mesajı veya manası bulabilirsin artık. Ve karşına bu kadar sık çıkarılan bir şeyde emin ol ki bir bok vardır. Yani adamlar o mesajları oraya boşu boşuna koymuyor di mi ?


Milyon dolarlık adamlar, milyon dolarlık işlerde hiçbir şeyi boşuna kullanmazlar. Mal değil bu herifler.

Konuyu fazla sulandırmadan ve bokunu çıkarmadan anlatmak istediğimiz şeye gelelim pampişler ;


'' New York'ta Beş Minare''  adlı film, tamamen bir diyalog filmidir. Bir propaganda filmidir. Bir beyin yıkama filmidir. Bir zihin yönlendirme filmidir.


Bu kadar açık ve net söylüyorum bakın, ve ben yarın bir gün başına bir şeyler gelip de 180 derece dönenlerden de değilim. Bugün ne söylersem, yarın da onu söylerim. Çok insan gördüm çünkü böyle.


Çok arkadaşımı kaybettim bu tür olaylar yüzünden, ama bu benim inancımı daha da artırdı sadece. Bu kadar insan bana karşı çıkıyor ve beni yıldırmaya çalışıyorsa, damarlarına falan basmışımdır dedim. Zaman geçtikçe haklı olduğumu da gördüm zaten.

Zira gerçek, hangi eşiğin altında olursa olsun, hala gerçektir, yine gerçektir.


Neyse.
Dersi kaynatmayın.
Filmi iki kere izledim.

Ve bu film, diğer tehlikeli filmlerden daha tehlikeli.

Çünkü bizim tarafımızda gibi görünen insanlar tarafından ve onlar adına yapılmış bir film olduğu için, izleyenler altında bir şey aramadan benimsedi filmi.


Film bize neyi anlatıyor gibi görünüyor?

''Amerikalılar 11 Eylül' den sonra tüm Müslümanlara terörist gözüyle bakmaya başlıyor, ama aslında Müslümanlar öyle değil, öyleleri de var tabi, ama onlar kötü Müslümanlar''  falan filan, gibi cibi..


Hmmm.
Bak şu haylazlara.

Öncelikle filmin  ''diyalog''  propagandalı bölümlerinden başlayalım anam ;

Bildiğiniz üzere Hacı Gümüş karakteri  ''Fethullah Gülen'' i  canlandırmakta. Ve tabiki kendisi bir cemaat lideri, 5 vakit namazında niyazında, tam anlamıyla süper bir insan ve Müslüman.

Ama, fakat, lakin öyle bir sahne canlanıyor ki, evlerden ırak.


Dünya güzeli Gina Gershon, Hacı Gümüş' ün hanımı, gelip bizim Türk polisleriyle tanışıyor.


Fakat ilginç olaylar silsilesi başlıyor. Gina Gershon ablamız bir Hristiyan. E Hacı Gümüş de Müslüman hehe.
Yani, Müslüman bir erkekle Hristiyan bir kadının evliliği söz konusu.


Fakat, sorun burada değil. Zira Müslüman bir erkek, gayrimüslim bir kadınla evlenebilir.

It's ok. There's no problem.


Bunun üzerine Mustafa abimiz de soruyor tabi Hacı' ya durumu;

''Hoca efendi, hanımın Hristiyan mı? ''
- Evet.
''Peki İslam' a ters değil mi bu?''


Buraya kadar herşey normal. Çünkü aslında bu durum İslam'a ters değil.
Yani burada Hacı abimizin  ''yok boluumm, ne tersi, ters mers değil, rahat ol ''  falan demesi gerekiyor.

Peki Fethullah Gülen' i canlandıran Hacı Gümüş ne cevap veriyor?


''Allah bir değil mi oğlum? Hangi dinden olursa olsun, maksat Allah'a yakın olmak değil mi? İnsanın günahı da sevabı da kendinedir. Hüküm ise bir tek O' ndandır.''

Hobbalaa..


Bakın, olay doğru bir olay, fakat verilen cevaba dikkat edin ciğersizler, zira zurnanın zıt dediği yer orası. Hoca efendi  ''İslam'a ters değil bu durum''  diyecekken, ''Allah bir değil mi olum''  diye zırvalamaya başladı.


Lan bir kişi de çıkıp  ''noluyo aga ya?''  demiyor anasını satayım, en çok ona kıl oluyorum yemin ederim. Alex 28 golle gol kralı, 30 asistle asist kralı olsun, ona bile  ''adam koşmuyo oloom''  diyen o asi ergenlere ve her şeye farklı açıdan baktıklarını sanan o at gözlüğü takmış embesillere sesleniyorum, bu durumda neden hiçbirinizin gıkı çıkmadı ve çıkmıyor olum?

Ne ayaksınız siz?

Mutluluğun resmini çizebilir misiniz?


Şaka bir yana, burada verilen mesaj tam anlamıyla  ''ölümcül mesaj'' dır canlar ciğerler ve de ciğersizler. Yani insanın hangi dinden olduğunun bir önemi yokmuş, maksat Allah'a yakın olmakmış.

''Hadi ordann, çıkışlar sağdann''  diyorum size conconlar.

Sağdan sağdan
Dikkatinizi çekmesi gereken ilk şey, Hacı Gümüş karakterinin Fethullah Gülen' i canlandırıyor olması, ve bu sözün, bu düşüncenin ona atfedilmesi. Şimdi nurcu canlar çıkıp da  ''ne alakası var olom yıaa iks de :) ''  falan diyecek, adım gibi biliyorum, hatta adımdan bile şüphe ederim fakat nurcuların bu tür müdafaa girişimlerinden asla ve asla şüphe etmem anasını satayım.


Şimdi burada filmi anlattığım için o tartışmaya falan girmeyecem gadasını aldıklarım. Fakat  ''bir örneklik teşkil etsin için (:) '' güüççük bir link verecem;

http://tr.fgulen.com/index.php?option=com_content&task=view&id=16939&Itemid=11&mosmsg=Oyunuz+i%C3%A7in+te%C5%9Fekk%C3%BCrler%21

Tabi inciler bununla bitse iyi conconlar. Daha can alıcı bir konuşma geçiyor akabinde ;

'' Ayet-i Kelime der ki  ''Dinde zorlama yoktur.'' Onlara zor kullanacak değilsin. ''


Ya yemin ederim şunları yazarken bile  ''lan millet bunları görmüyo mu sanki ''  diyerek yazıyorum fakat aslında biliyorum ki insanların gözü kulağı tamamen gerçeklere tıkalı. Sana 10 şey gösteren adam, bunun 9' unu doğru gösteriyor, sen de gözünü kapatıp inanmaya başlıyorsun bir anda, fakat söylediği 10. şey ile senin beynini belliyor haberin yok.


Bir adamın söylediği her söz doğru değildir canlar. Doğru söylediği milyonlarca, hatta milyarlarca şey olabilir, fakat bu hepsinin doğru olduğunu kanıtlamaz anasını satayım.


''Dinde zorlama yoktur''  demek, bir insan istediği dini seçmekte özgürdür. O insana herhangi bir din seçmesi için zorlama yapamazsın demektir canlar. Fakat burada öyle güzel bir bilinçaltı tekniği var ki, elma ve armutlar birbirine karışmış atık anasını satayım.


Ve tekrar söylüyorum, bunu dünyanın en büyük ve zengin cemaatlerinden birinin lideri söylüyor.


Lady Gaga' nın dediği gibi  ''Kötü bir romantizme yakalandık''  anasını satayım.

'' İmam osurursa cemaat sıçar! ''  diyen atalarımızın da buradan ellerinden öpüyorum. Adamsınız.


Böylelikle bizim cemaat liderinin görüşünü de öğrenmiş oluyoruz filmde. Ve devam ediyoruz, oynatalım Uğurcum ;


Ve tabiki dinler arası evlilik olmazsa olmaz hacı. Bu olay epey bi revaçta zaten.


Bizim Müslüman Hacı, kızını Hristiyan bir gençle evlendiriyor ve bundan da epey bir gurur duyuyor tabiki. Kızının hangi dinden olduğunu anlayan varsa beri gelsin, ben bi bok anlamadım ama yüksek ihtimalle o da Hristiyan, açık oluşu, ''tanrım''  falan demesi bu kızın bir Hristiyan olduğunu gösteriyor bence.


Fakat burada yine can alıcı bir konuşma var ciğersizler ;

'' Kilisedeki nikahımızdan sonra, camide imam nikahı kıyacağız.''

?
What?
Excuse me?
What the hell is goin' on here?

Turkcell 3G,   4 çeker
Artık sıçmanın da bir sınırı olmadığını gösteren sahneler bunlar canlar. Sıçtı balık yan gider hesabı yani.


1. Bu Müslüman herifin kızı neden Hristiyan?

2. Daha kendi kızını Müslüman edememiş ama Amerika' da bir sürü insan Müslüman ediyorum ben ayaklarına yatıyor, ne bu şimdi?

3. Hadi diyelim kız Müslüman, lan o zaman Müslüman kızını nasıl olur da Hristiyan bir erkeğe veriyorsun sen?

4. Camide imam nikahı ne demek olum bi kere?

5. İmam nikahı denilen olay, iki Müslüman arasında olur. Çünkü Müslümanlar Allah katında da evli sayılmak için yaparlar bunu. Fakat tabi artık resmi nikah da yeterli, sonuçta evleniyorsun kadınla.

6. İmam nikahı Müslümanları ilgilendiren bir olay, iki tane Hristiyan neden gelip de camide imam nikahı kıyar olum ya? Akla mantığı sığıyor mu şimdi bu?

7. O zaman Müslüman bi kadın da gidip kilisede günah çıkarsın? Mantıklı mı?


Bu sahneler tamamen diyalog misyonerliğinin bir parçasıdır. Bu adamlar misyonerdir. Ve tekrar hatırlatayım, misyonerlik de  ''suçtur''.


Şu sahneleri teker teker yazarken etmediğim küfür kalmadı anasını satayım. Zira her türlü küfür bu adamlara analarının ak sütü gibi helaldir.


Oynat Uğur;

Filmde diyaloğun tüm olmazsa olmazları var anasını satayım, bundan önceki yazılarımda gösterdiğim tv haberleri ve gazete yazılarının aynısı filmde mevcut. İnce ince yerleştirilmiş.


Bu gördüğünüz yer Ayasofya ciğerler.

Ayasofya, dinler arası diyalog mesajları vermek için harika bir yerdir canlar, zira önce kilise, sonra cami olmuştur. Ve içinde hem Hristiyan resimleri hem de İslam yazıları taşımakta.


Adamlar böyle bir mekan bulmuşlar, es geçerler mi..


İnce bir noktadan başlayalım anam, bir üstteki resme dikkat ederseniz İslami motifleri görürsünüz, filmin bir sonraki karesinde yani bu resimde de Hristiyan motifler gösteriliyor, yani anlayacağınız sıra sıra.


 Bir ondan bir ondan. Küçük soslar sürprizler.


Süper bir sahne daha dalaksızlar. Sağda ve soldaki iki centilmenin arasında bir Hristiyan bacı.

Adamlar dua ederken, bizim Hristiyan stayla da ıstavroz çıkartıyor.


Tabiki kameramız yine iki dinin buluştuğu bir noktaya dikkat çekmekte.

Ooooooo, caught in a bad romance...


Bitmedi, devam Uğurcum;


Dany Glover abimiz Sultanahmet Camii' ne geliyor. Hani şu çok turist olan yere.


Ve o sırada da ezan okunuyor. Güzel bir arka plan olmuş. Fakat ben bu sahnenin de hiç masum olmadığını tahmin ediyordum, ve yine haklı çıktım ;


Tam ezan okunurken, Hristiyan olan Gina Gershon çıkıyor karşımıza, ve dikkat ederseniz arkasında da bir  ''kilise'' var.  Fakat kör noktada bırakılmış. Son derece profesyonelce yani, Gina Gershon' un durduğu yere dikkat ederseniz, özellikle tam olarak o açıya yerleştirildiğini görebilirsiniz ciğersizler.


Fakat asıl olay bununla bitmiyor tabi, tam ezan okunurken, arkadan  ''çan''  sesi de geliyor. Fakat biraz kısık bir ses, ilkinde duyamadım, fakat dikkatli dinleyince çok açık bir şekilde duyabilirsiniz böbreksizler.


Bir sonraki sahne de oldukça ilginç ;


İlk bakışta hiçbir bok çakmamış olabilirsiniz. Bu sizin bok kafalı olduğunuzu göstermez. Ama biraz mala bağlamaya meğillisiniz diyebilirim hihi.


Gina Gershon' un tam ortasında durduğu iki küçük çubuğa dikkat edin safra kesesizler. Sonra da o çubukların ucuna..


Sizce bu bir tesadüf mü?

Yani bu kadar diyalog misyonerliği yapan, 12 milyon dolarlık bir filmin içindeki bu sahne tesadüf mü sizce?

Oldu canım. Görürsem söylerim.


Gelelim iyi polis- kötü polis olayına.


Bu herif bir terörist. Ve tüm cemaati de yine aynı şekilde sakallı, cübbeli, sarıklı.


Kendince abuk subuk, bokçul cümleler kuruyor işte. Fakat, buradaki mesele şu ;

Neden bütün cübbeli ve sarıklılar filmde  ''kötü Müslüman''  da,  takım elbise giyen, sakalı olamayan, okumuş etmiş adam görünümündeki adamlar  ''iyi Müslüman'' ?



Neden lan? Harbi çok kıl oldum bu konuda yemin ederim.


Filmde  ''Müslümanlık öyle olmaz, böyle olur''  mesajı var, fakat  ''böyle olur''  diye gösterdikleri Müslüman örneği sizce doğru bir örnek mi?


Örnek Müslüman diye gösterilen adamın karısı Hristiyan, kızı ve damadı Hristiyan, Müslümanlık ve Hristiyanlık birbirine karışmış, kimin eli kimin cebinde belli değil..


Herifin aile dostu mudur, yardımcısı mıdır ne boktur, dairesine attığı kızla doktorculuk oynuyor falan..

Kur'an ayetleri kesilip biçilip, yanlış anlamlar yüklenerek okunur..

Ezanla çan sesleri aynı anda verilir..


Sadece kılıf değiştirilmiştir oysaki..

Filmde sürekli bir Türk adaletinden şikayet etme söz konusu bi de. Lan tamam, bu konuyu sadece Türkiye' nin izleyeceği bir filmde yap, istediğin kadar giydir hem de, fakat bu filmi başta Amerika izliyor anasını satayım. Sen kalk  ''işte bizde adalet bu yaaa!!!  ''  diye kıçını ikiye ayır. Ondan sonra  ''dünya bizi sevmiyo, bizi tanımıyo :( ''  gibi cibi sığırımtrak  konuşmalar yap.


İyi Müslümanın takım elbise giydiği ve diyalog yaptığı propagandası daha çok devam eder. Fakat insanlar biraz gözünü açsa, her boku görecek ama, görmek için önce bakmak lazım.


Bazı embesiller için internet sadece facebook'a veya twitter'a girmeye yarıyor anasını satayım. Bazıları var ki onları hiç saymıyorum, youtube' da  ''Gülben Ergen pornosu''  9 milyondan fazla izlenirken, hiçbir belgesel 1 milyondan fazla izlenilmiyor, fazlayı bırak 1 milyon olanı bile görmedim anasını satayım.


Kızlarla konuşmaya gelince her türlü entel boku bilen gavatlara, şunlarla ilgili tek bir soru sorsan olduğu yere sıçıverir. Çünkü bu işin sonunda bir kızı yatağa atmak yoktur. Sevişemeyeceği şeyi araştırmayı da sevmez o gavatlar.


Bir kız hakkında haftalarca araştırma yapıp, şampuanını bile öğrenen embesiller, hayatlarında hiçbir zaman o enerjiyi başka bir şeye harcamazlar. Bir kızı yatağa atmak, 5 dakikalığına lord olduğu hissini verir çünkü o camışa.




Biraz dikkatli bakarsan, etrafında ne bok döndüğünü anlarsın gadasını aldığım.


Hadin kendinize iyi davranın.